HATIRLAMAK ÜZERİNE…

Hayatımızın içinde kendimizi fark ettiğimiz ve anın izlenimleri doğru merkezlere düştüğünde kendimizi hatırlıyoruz. Ezoterik tesirlerde bilmenin yasayla uyumlu çalıştığı enerjiler. O hali sürdürdüğümüz ve o anın içinde kaldığımız sürece sadece gerçek olana yakınlığı ile ilgili olanları hatırlıyor, illüzyonun ayrıntılı yüzeysel detaylarını siliyoruz.

Özümüzle bağı kalmadığı, ihtiyacımız olmadığı için süreç daha hedef buluşmalara doğru seçici sentez olarak çalışıyor. Gezegen merkezli öğrenme biçimlerinde öznel ihtiyaçlarımız çeşitlilik gösterirken, birlik adına hatırlayacağımız verilerin nesnel kayıtları ortaya çıkıyor. Yani bedenimizde ve hayatı diğer varlıklarla sürdürdüğümüz mekanlar zaman enerjisi ile görünür olup hatırlamayı tamamlıyor. Merkezi hatırlamalarda görünmeyen dünyaya ait olanlar aslında yalın ve sade mesajlar olarak tekleştiği için. Yükseldikçe neyin peşinde olduğumuzun, yansız olmanın, nötr olmanın ne demek olduğuna sahip olmaktayız. İnsan şuurundaki hatırlama anlarında özümüzün istediği ve ifade etme becerimiz arttığı için yola yakın olanın, yolda olmanın inceliğini deneyimlerimiz içinde bir başka yere koymaya ve değer verip, kıymet biriktirmeyi öğreniyoruz. Bir bakıma bedel karşılığı gibi görünse de yüksek hayat deneyimleri ile ödenen, takas edilen öz bilgiyi anlamak, varlığımıza yol göstermeye başlıyor.

Hatırlamak ama ne olmadığımızı hatırlamak hızlandırıcı bir seçimdir. Yola erken dahil olmayı hızlandırır. Boyut çeşitliliğinde hiçlik, yokluk alemlerinin potansiyel gücüne şuursal seviyemizle devreden düzeni, bilmek, yer almak da yasanın işleyişini bize hatırlatır.

Kendimizi bilmenin dürüstlük ilkesi ile çalışan ayrıştırıcı deneyim süzgeci olarak idrak edilmesi olduğuna güvendiğimizde görünmeyenin kapıları her birimize hak ettiği şekilde açılacaktır.

Işıkla daha yakın,

Ahmet Cemal Gürsoy