GELECEK HAKKINDA NEDEN FİKİR OLUŞTURAMIYORUZ?

Önce, gelecek hakkındaki zaman bilgilerimizi gözden geçirelim. Enerjiye yön veren niyet ve istekler mekan yaratır. Ruh boyutunda yaratıcılığımız inşa edicidir, her an izlenimleri takip etmek onunla birlikte yaşamak için anlamlar oluşturur. Bu bizim döngüsel olarak fikir oluşturamama nedenlerimizin de başlatıcısıdır. Her zaman ruh gibi okuyamadığımızda izlenimin gerçek doğası yerine, çağrışımla hatırlamaya başlarız. İşte varlıksal inşa sorunumuza bir bakış açısı. Gerçek izlenim yerine yatay, kişilik, benlik gözlemlerinde her seferinde tekrar hedeften uzaklaşan gelecek oktavının kırılması böyle başlar.

Fikirlerimiz anlık izlenimlerle kozmosu da kapsayan bir ilk an genleşmesidir. Işık böyle bir düzenin malzemesini ve yasalarını içerir. Gelecek, doğa vasıtasıyla, yani kozmosla her an denetler ve boşluk arar, ilk gerçek izlenimin oktavı doğru devam ediyor mu? diye. Bu da bizim hayatlar boyu sınavlarımız olur, imtihanlar ekler.

Fikir; ruh ve madde kompozisyonu olan varlığımızın, onun eylem aracı olan bedenimizin zorunlu üretimidir. Yaradılış bir fikirdir. Var olan her şey bu fikrin devamı ve açılımıdır. Ancak bu fikre yeni ilaveler düzeni sürdürebilir. Bir beden olmanın dışında, fikirler üreten şuurları oluşturup geliştiren ışıkla beraber gizlenmiş ışıkları açığa çıkaran sonsuz bir hikayenin bu ana düşen yansımasıdır.

Ruhun hatırlama ve dikkat ile ilgili anlarının gerekçelerini oluşturur fikirler. Basitçe büyük kavramların izini sürer, yakalar, büyütür, genişletir. Sonra gelen varlıkların önünü açar. Boş durduğumuzda, anı kaçırdığımızda, fikirlerin yaratıcı ışığına gölge düşer, bu düalitenin mücadelesi gibi sürerken, her şeyin iyi tarafında duran ruh olduğumuzu unutmamak bizim gelecekte de yaşamamızı sağlar.

Gelecekte var olabilmek, zamanı küresel bir anlayış fikrine çevirmek için daha içten yaşamak, dürüstçe ilerlemek, sadık bir samimiyetin uygulayıcısı olmak, ışıkla inşa etmek, geleceğin bu günden fikirleri olmamızı sağlayacaktır.

Işıkla daha yakın,

Ahmet Cemal Gürsoy